-->

Cemil Meriç - TERÖRİZM

Cemil Meriç


Terörizm, bir metod veya metodun dayandıgı teori. Bu metoda basvurarak örgütlenmis
bir grup veya parti siddet yoluyla amaçlarını gerçeklestirmege çalısır. Tedhis eylemlerinin
muhatabı, adı geçen toplulukların emelleri karsısına engel olarak çıkan fertler, kurumlar veya
devlet temsilcileridir. Bazan mallar, makinalar, ormanlar, ekili topraklar da siyasî terörizmin
genel programına ek olarak tahrip konusu olabilir. Göz korkutmak baska, terörizm baska.
Korkutan, istekleri yerine gelmeyince sadece tehdit eder. Bazı kimselerden, para sızdırmak
veya istedigini yaptırmak amacıyla korkutur. Cana kıymak, yakıp yıkmak faaliyetinin bir parçasıdır. Yakayı ele verince de, yargılanırken, kendini kurtarmaktan çok doktrinini yaymaga çalısır. Korkutma ve sonunda siddete basvurma, kazanç pesinde
kosan bir toplumun veya fesatçı gruplar arasındaki çatısmanın asırı bir tezahürü olsa da
mantıkî bir neticesidir.  Siddetin ve cana kıymanın amacı ne maddî bir kazançtır ne de hücuma ugrayan kimseleri yıldırmak; toplumun veya hükümetin dikkatini genis ölçüde bir çatısmanın kaçınılmaz olduguna çekmektir. Gizlilik içinde bir veya bir kaç kisi tarafından girisilen tedhis eylemi yıgınların girisecegi tedhis eyleminin ne kadar müthis olacagını ihtar eden bir isarettir. Umumiyetle baska propaganda metodlarının susturuldugu yerlerde
terörizme basvurulur.
Terörizme basvuran yalnız siyasî örgütler ve partiler degildir. 2ktidarın el
degistirmesini amaçlayan baska mahiyette topluluklar da teröre bas vurabilir ve bunun için
örgütlenebilir (Söz konusu olan iktidar mahiyet bakımından genis ölçüde degisebilir. Mesela:
Bir milletin baska bir millet üzerindeki hâkimiyeti yahut ekonomik bir sınıfın baska bir sınıf
üzerindeki baskısı, taban tabana zıt iki hükümet sistemini savunanlar arasındaki çatısma gibi
haller de terörizme yol açabilir. Metod olarak terörizmin özelligi su: Terörizm yalnız
iktidardaki hükümete yahut hâkim millete degil, halk yıgınlarına da, yerlesmis düzenin
saglam ve yıkılmaz olmadıgını göstermege çalısır. Terörcü eylemin propaganda degeri terörist
stratejide ana hedeflerden biridir. Terör dogrudan dogruya hedef aldıgı çevrelerin dısında
genis bir tepki uyandıramazsa sosyal çatısma alanında etkili bir silah olamaz. Terörist
faaliyetin mantıgı, terörist eylemin gerçek mahiyeti anlasılmadan kavranamaz.
 Amacı, hükümetin
gücünü azaltmak; bir devrimin veya bir karsı devrimin baslatıcısı olmaktır. Terörist partinin
mesruiyet gibi bir iddiası yoktur. Hâlbuki hükümet, hiç degilse seklen, kanuna baglı kalmak
zorundadır. Sayet dogrudan dogruya dayanacagı kanunlar yoksa hükümet olaganüstü durum
oldugunu ileri sürer ve özel kararnameler çıkarır.
Gerçi terörizm de siddete basvurur ama bu kitle siddetinden baskadır. Terörizm
hudutları dar bir örgüt tarafından yönetilir. Gerçeklestirmek istedigi program birçok hedefleri
içeren büyük çapta bir programdır.
Kitle, siddeti her ne kadar terörist eyleme karsı bir tepki olarak görürse de umumiyetle
bir plânı yoktur, kontrol edilmesi de mümkün degildir ve rasyonel bir motivasyona
dayanmayabilir. Belli bir programı da yoktur. Yıgın ayaklanması, ideolojik olarak terörizme
çok benzer ama bu ayaklanma da önceden düsünülmüs olmayabilir. Ayaklanma, terörizme
devrimci bir metod olarak basvuran bir partinin hedeflerinden biri olabilir. Böyle olunca belli
bir amaca götürecek bir vasıtadır. Bununla beraber devrim stratejisinde iki olay birbirine
mutlaka baglı degildir. Baska bir deyisle terörist
metoda ihtiyaç olmayabilir. Blankistlerin devrim anlayısı teröristlerinkine yakındır. Onlar da
uzun uzadıya hazırlık yapılmasından ve ayaklanmadan yanadırlar. Nitekim devrimci güçlerin
iyiden iyiye hazırlanması Bolsevik teoride de karsımıza çıkar.  Blankistler için silahlı ayaklanma iyi teskilâtlanmıs, egitilmis
bir avuç savasçının görevidir. Basarı ümidi belirince silaha sarılırlar. Basarıya ulasınca
devrimci parti programını tatbik eder. Bu programın daha önce halk tarafından benimsenmis
olup olmamasının büyük bir önemi yoktur. Blanki’nin isyancı ordusu hiçbir zaman bir kaç bin
kisiyi asmamıstır. Blankizm bir nazariye degil bir hükümet darbesi, bir “Putsch” teknigidir.
Bolseviklerin ise siyasî ayaklanmadan anladıkları çok baska. Silahlı ayaklanma devrim
olaylarına sıkı sıkıya baglıdır. Bütün ön tedbirler alındıktan sonra kullanılacak nihai bir silah.
Sık sık tekrarlanan ve Troçki'ye atfedilen bir görüs var: 2yi yetistirilmis seçkin bir kaç sok
toplulugu, hükümeti uygun bir zamanda ele geçirip tarihin akısını degistirebilir. Oysa bu ne
Troçki’nin ne de Lenin’in fikridir.
Kâmil bir devrimci taktik olarak terörizm, hiçbir zaman gerçek bir basarı
kazanmamıstır. Hükümetler ister muhafazakâr olsunlar, ister ihtilalci, önemli kisilere karsı
girisilen terör eylemleri karsısında gerilemek istemezler. 2ktidar hırsı, tadını tattıkça artar,
eksilmez. Bomba patlamaları yüzünden bosalan yerler çarçabuk doldurulur. Kaldı ki devrim
ayrı ayrı fertlerin hatta küçük organize grupların kahramanlıgıyla gerçeklesemez. (Bkz.
Encyclopedia of the Social Sciences, Terrorism, J.B.S. Hardman).
Lombroso'nun Uyarıları:
Terörizmin gemi azıya aldıgı batı ülkelerinden biri de 2talya. Bunun içindir ki o
ülkenin fikir adamları hastalıga gönülden egilmis, teshis ve tedavisi için ömürlerini
harcamıslar. Unutmayalım ki insanlık tarihinde hiçbir problem büsbütün yeni degildir. Pozitif
diye adlandırılan 2talya ceza mektebinin konuya getirdigi aydınlıgı küçümseyemeyiz. Bu
mektebin üç büyük temsilcisi: Lombroso, Ferri, Sighele. Elbette ki Avrupa’nın reçetelerini
uygulamaga kalkmak büyük bir hamakat ama hocaların söylediklerinden habersiz olmak daha
büyük bir hamakat.
Önce Lombroso (1835 -1909) yu dinleyelim:
Zamanı gelmemis veya halkın istemedigi reformların zorla uygulanması sık sık
isyanlara yol açar, mesru isyanlara. Mesru çünkü bu reformlar esyanın mahiyetine
aykırıdırlar. Zamanın sartlarına uymayan tedbirlere basvurmak ya insan mizacını
tanımayanların isidir ya “astım – kestimciler”in marifeti. Böyleleri, yenilerini getirecegim
diye eski müesseseleri yıkar. Herkes öyle istedigi için mi? Yoo! Baskaları tarafından veya
baska topluluklarda uygulandıklarını görmüstür de ondan. Her reform bir tedirginlik yaratır.
Hele yeniyi eskiye baglamıyorsa kurulan denge uzun ömürlü olmaz, devlet dagılır ve
devrimlerin arkası gelmez.
Mesela Cromwell, 2ngiltere’de cumhuriyeti kurmak isteyince siddetli bir muhalefetle
karsılastı. Çünkü kralcı parti çok saglam temellere dayanıyordu. 2ki yılda yedi defa ayaklandı
ve sonunda basarıya ulastı.
Bilhassa cumhuriyeti kurmak isteyenler böyle bir tehlikeyle karsı karsıyadırlar.
Guizot'nun dedigi gibi, “halk istemedikçe cumhuriyet kurulmaz; zorla kurulan krallık
rejimleri çok görülmüstür. Oysa halkın iradesine dayanmayan cumhuriyet uzun zaman
yasayamaz.”
Her seyi ıslah etmek tutkusunun sonu, karsı devrimdir ister istemez. 2nsanoglu
hürriyetten de usanır.
© Copyright 2014 | Distributed By Free Blogger Templates | Designed By Way2themes