-->

Cemil Meriç - Şiddet Doktrinleri



1918 sonrası Avrupa ve Asya tarihinin ayırıcı vasfı: Siddetin gemi azıya almasıdır.
Bütün biçimleriyle siddetin. Evet, XIV. asır boyunca da kanlı dramlara sahit olmus Batı. Önce
dehsetle ürpermis, sonra gelip geçici bunlar diye avunmustu. Yasadıgımız çagın yeniligi su:
Savas, en etkin fikir adamlarına göre, essiz bir tecrübedir, ahlakî ve yüceltici bir tecrübe;
azizlere degil, silah elde can veren kahramanlara perestis edilmelidir. XIX. asrın göreci
hümanitarizminden 1914'lerde koptu Avrupa. Tarihte benzeri görülmemis olan bu bogazlasma
insanlıgın kalbini katılastırmıstı, belki de, cinayet cinayeti davet etmis, savas zincirleme bir
kan davası olup çıkmıstı.
Savas sonrasında gelisen siddet, eskiden oldugu gibi suursuz insiyakî bir siddet degil.
Uzun uzadıya ölçülen biçilen teorilere dayanıyor. aynı zamanda bu doktrinlerin esasında aynı
açıklama;  dönekleri temizlemek. Aldanmıs olanların son cezası: Ölüm. Bu
konularda haklıyı haksızdan ayıran tek ölçü: Zafer. Eski katliamların tesvikçisi, din taassubu
idi. Avrupa'da, bu taassub sükûnet buluyordu ki siyasî taassubla milliyetçilik çıktı sahneye ve
eski taassubu unutturdu. Tanrıya sadakatin yerini, bir vatana veya bir sınıfa baglılık aldı.
Siddet doktrinin tarihte birçok öncüleri var. Bu doktrin sulandırılmıstır bazan,
Robespierre'nin, Saint Just'ün terörist tasfiyesi gibi. Baska doktrinciler, sınırları daha kesin
ideolojik nazariyeler kurdular; mesela Marat, bir biyolojist ve doktordu; amacı korkutmaktı
önceleri, hayatının sonuna dogru imha yanlısı oldu; ezilmesi gereken yalnız faal düsmanlar
degil, muhalif dogurabilecek bütün zümrelerdi.
Eski Yunan ve Roma'da kanun dısı yollardan iktidara geçenlerin adı : “Tiran”dı.
Ortaçag ve Rönesans 2talya'sında, iktidara götüren yol, çok defa Conjuration'du. Babeuf için
Conjuration, (gizli ittifak), devrimi gerçeklestirecek eh emin yoldur. Bakunin, Blanqui,
Georges, Sorel, Troçki, Mussolini, Goebbels aynı doktrinin devamcıları.
1918'den sonra siddetin bir özelligi daha var: Süreklilik. O zamana kadar, yeni iktidar
saglamlasır saglamlasmaz, bir an önce mesruiyet kaftanına büründürülmege çalısılırdı.
Robespierre için terör üzücü bir dönemdi; mümkün oldugu kadar çabuk sona erdirilmeliydi.
Oysa 1918'den sonra birçok büyük devletler, müstakar bir siyasî yönetim biçimi imis gibi,
teröre yaslandılar. (3)
© Copyright 2014 | Distributed By Free Blogger Templates | Designed By Way2themes