-->

Ahmet Hakan

Bugünkü Yazısı



Hürriyet

DVD’lere çok gecikmiş bir veda

Haberin Devamı

Her gün gider bakardım, “acaba yeni neler gelmiş” diye.

Paraya hiç acımaz, hemen alırdım.

*

Sonra “blu-ray” teknolojisi çıktı.

Haydi bu sefer de aldığım filmlerin “blu-ray”lerini almaya başladım.

*

Klasikler, eskiler, yeniler, polisiyeler, Avrupa sineması, anısı olan filmler falan...

Evim DVD’lerle doldu taştı.

*

Sonra teknoloji küt diye değişti ve aniden işe yaramaz hale geliverdi DVD’ler.

Bir anda taş devrinin malzemelerine dönüştü güzelim DVD’lerim.

*

Rafları dolduran DVD’lere hep hüzünlü ve merhametli bakışlar fırlatmaya başladım.

Atmaya kıyamadım bir türlü.

*

Geçen gün evdeki fazlalıklardan arınma operasyonu yapıyordum.

Her fazlalıktan arınma operasyonunda olduğu gibi birden acımasızlaştım, gaddarlaştım.

Ve DVD’lerden kurtulmaya karar verdim.

*

20 kocaman poşet doldu.

Haberin Devamı

Evin deposuna koydum poşetleri.

Ne kadar gaddarlaşsam da yufka yüreğim çöpe yollamak istemedi bunları.

Şimdi bir meraklı arıyorum ya da meraklılara ulaşma potansiyeli olan bir sahaf.

*

Biraz gecikmiş bir vedadır bu.

Başladığı günü de bittiği günü de dün gibi hatırladığınız bir tutkunuza öyle kolay veda edemiyorsunuz.

Gecikmenin temel nedeni bu galiba.

 DVD’lere çok gecikmiş bir veda

HÜRRİYET’İN ÇOK ESKİ BİR PROMOSYONU

Geçenlerde bir arkadaşım getirdi bunu bana.

Nereden bulmuş, nereden çıkmış, bilmiyorum.

Bu bir hesap makinesi.

*

Hürriyet gazetesi, çok ama çok eskiden bu hesap makinesini promosyon olarak vermiş okurlarına.

Kuponlu vermiştir kesin.

*

Çalışıyor mu acaba” diye bir denedim.

Rastgele bir toplama işlemi yaptım. Bingo! Valla çalışıyordu, billa çalışıyordu.

*

Gazetemizin verdiği promosyonun zamana karşı sergilediği bu dirençle azıcık övündüm.

 DVD’lere çok gecikmiş bir veda

DÜN GİBİYDİ ELİMİZDE BUNDAN VARDI

Dün gibi hatırlıyorum:

Röportaja giderken bu aleti alırdım yanıma.

*

Kayıt tuşuna bas. Konuşmayı kaydet. Sonra da çöz.

Olay buydu.

*

Haberin Devamı

Çekmeceleri karıştırırken birden karşılaştım kendisiyle.

Öyle mahzun, öyle buruk bir terk edilmişlik içindeydi ki.

Artık bir işe yaramıyor oluşun getirdiği çaresizlik.

İçim parçalandı.

*

Bu yüzden onu da anmadan geçemedim.

DVD’lere çok gecikmiş bir veda

ORANTISIZ APTALLIK

Devlet Bahçeli’yi görünce iyiden iyiye delirdiler.

Ciddi ciddi “Görülen kişi Bahçeli değildir dublörüdür” falan yazıyorlar.

*

Muharrem İnce “şizofreni” demişti benzer bir durumla ilgili olarak.

Şizofreni, sonuçta bir hastalık, Allah başa vermesin.

Buna dense dense “orantısız aptallık” denir.

DVD’lere çok gecikmiş bir veda

Adblock test (Why?)


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

© Copyright 2014 | Distributed By Free Blogger Templates | Designed By Way2themes