-->

Terör Eylemlerinin Asıl Sebebi: Türkiye'yi Kontrol Altında Tutma (2)





Erbakan in gözden düşmesinin ardından bir sağ sol koalisyonlari denemesi oldu. Ecevit in Amerika'dan notu düşük olduğu için Abromowitz denen bir adam ülkemizde bir kaç görüşme gerçekleştirdi. O sırada gömlek değiştirenler yeni bir Türkiye vizyonuyla büyük bir kitleye hitap etti. Türkiyenin ekonomik bunalımlarından yorulan vatandaş yenilikçi ve ekonomik büyümeye yönelik projeleri olan Erbakan in öğrencilerine destek verdi. Hızla büyüyen kitleye sahip olan bu parti kendisini ülkenin kamburu olan derin kabullendiremedi. Siyasi lideri siyasi yasaklı tutuldu partileri kapatılma noktasina gelindi hatta bir kaç darbe girişimiyle alt edilmeye çalışıldı. Peki arka planlarda neler vardı? Erdoğan altüst olan dönemin trend deyimi enflasyon canavarına karşı kaynak bulmaya yöneldi. Bunun en kolay yolu yabancı yatırımcıları ülkeye çekmekti. Hantallaşmis devlet daireleri özelleştirme yoluyla (çoğunlukla da yabancı şirketlere) satıldı. Bir milyon TL altı sıfır atılarak bir TL ye dönüştü. Tren yollari yenilendi uzatıldı. Yollar onarildi genişletildi. Böylece ticari araçların ulaşım sağlamaları kolaylaştı. Bu yapılan icraatler de ekonomiyi rahatlattı. Ama akıllardan çıkarılan bir konuyu hatirlatmam da gerekiyor. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ne tam komünist ne tam kapitalist bir ekonomik rejim düşünmedi. İkisinin ortası olan yari kapitalist bir düzende ülkenin ekonomik alt yapisini kurdu. Böylelikle hem yatırımcı ticaretini yapacaktı hemde devlet kanalıyla aynı ürün üretilerek vatandaşa sivil tüccarların yüksek pahada ürün satmasının önüne geçecekti. Ama özelleştirmelerle ticari şirketlere taninan inisiyatif ayrım artmaya başladı. Bir araç almak isteyen vatandaş başka ülkede 30.000 liraya alacakken ülkemizde bu fiyat 60 70 binlere kadar çıkmaktadır. Biraz arastirdigimda ise satıcıya daha yüksek fiyata satabilmesi olanağı tanınmakta ama vergiler adıyla da ekstra ücret alınarak ülkemizde yüksek fiyatlarda aracın satılması gerçekleşmektedir. Önceden ülkede yağ kuyrukları olurdu bilirsiniz. Önceden ülkede yağ yoktu sonrasinda ise yağ alacak para yok. Ülkemizde devrim niteliğinde yatırımlar yapıldı. Ama bu yatırımları Türkiyenin büyümesini ve kontrollerinden çıkmasını istemeyen kesimlerin (Hary Potter izleyenler bilir kötü karakter voldemortun ismini korkudan kimse söyleyemez başka kelimelerde telafuz eder. Şimdi de bazıları korkularından ülkemizin açık düşmanını Üst Akıl diye telaffuz ediyor ben açıkça söylüyorum amerikayi ve bu kanatla dünyayı yönetmeye çalışan rockefeller truman gibi aileler ve bunlarin bağlı oldukları yahudi mason locaları) önceden denenmiş ve çözüme ulaşmış terör eylemlerine devam etmişlerdir. Ne zaman bir atılım olsa uyarı niteliğinde terör eylemleri gerçekleşmiştir. Erdoğan akıllı bir siyasetçidir. Bu terör eylemleri sonucu onlara tamam uslandım deyip onlar arkalarını döndüğünde ise hizmetine icraatlerine devam etmiştir. Bu tamam uslandım dediği çalışmalar (kürt açılımı, çözüm süreci, eğitim reformları ülkemize ne kadar zarar vermiştir hepimizin malumu ) ülkemize gerçekten ciddi yaralar bırakmıştır. Ama emperyalist baronlarin arkalarını döndüğünde yapılan icraatlerde ülkemiz için büyük kazanc olmuştur. Büyük Ortadoğu projesinin gerçekleşmesini isteyenler artık sabırsızlanıp arap baharı adıyla büyük çapta isyanlar başlatmış liderler indirmistir. Bunun bir denemesi gezi olaylarıyla ülkemizde yaşanmış ama gerçekleşmemiştir. Özal in barzaniyle gorusmesi ve sonrasinda basina gelen hadiseleri onceki yazımda yazmıştım. Adalet ve kalkinma partisi iktidarının da kürt açılımı çözüm süreci isimleriyle terorist başı bebek katili apoşla görüşmesi siyasi uzantilariyla dolmabahçe sarayında oturmasini ben Özal in barzaniyle görüşmelerine cok benzetiyorum. Hele ki pkk nin ve barzani yönetimindeki askeri örgütün irakta saddami devirmek için ciddi destekler aldığını esedi devirmek için de ypg pyd nin ülkemiz sınırından geçerek suriyeye ulasmasinin sağlanması ve öso ya destek sağlanmasını kıyaslamak çok da yanlış olmaz diye düşünüyorum. Her musibetten daha da güçlenerek çıkan Erdoğan in ellerinden kaydığını gören abd locaları da bunun önüne geçmek adına bir darbe kumpasi hazırladılar. Bundan da sonuçsuz çıktılar ama. Peki darbe girişimine kalkisacak kadar gözden çıkarıldı mi gerçekten bunu bilemiyoruz. Ama bu girişimden sonra Rusya ile yakinlasmamiza Amerika nin pek  olumlu bakacağını da zannetmiyorum. Üst akil denen kesim kati sol olan chp ile yollarini ayirarak menderes ile ittifak kurmaya çalıştı. Menderes kaynak arayışı ile ruslara yaklaştı. Gözden düştü. Üst akil Atatürkçü CHP'yi bölerek Ecevitle yeni bir sol anlayışına giderek solu Atatürkçülukten uzaklastirmaya çalıştı. Ecevit pek uyarılara aldırış etmedi. Gözden düştü. Erbakan hiç onları dinlemedi. Gözden düştü. Erdoğan vardı. Iyi bir şekilde idare etti hizmetini de yaptı. Ama son gelişen darbeler vesaire olaylar mevcut sonucu doğurdu. Gözden düştü. Bu gözde olan ve sonrasında gözden düşen partilerin görüşlerine baktığımızda sağ sol radikal islam ılımlı islam hepsi vardı. Ama yanlarında yazan siyasi görüşlerin hepsinde de ekonomik liberalizm gözükmektedir. Hepsini o üst akıl denemis ve bir zaman sonra gözden de düşmüştür. Belki bir zaman sonra baska şeyler denenecektir belki denenen şeyler kulaklar çekilerek tekrardan denenecektir. Bizim esas sormamiz gereken soru şudur: bu dünyayı dizayn etmeye çalışan gafillerin ülkemiz üzerinde denemedigi denemeyi de hiç düşünmediği vatanperver milliyetçi imanlı oluşumları onlar bizim önümüze baska seyler sunmadan biz denesek olmaz mıydı? İşte bu sebeple; " Millî egemenlik öyle bir nurdur ki, onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar batar, mahvolur. Milletlerin esirliği üzerine kurulmuş müesseseler her tarafta yıkılmaya mahkumdurlar."
© Copyright 2014 | Distributed By Free Blogger Templates | Designed By Way2themes